TEDRİSATTA KARTPOSTALLARDAN İSTİFADE
(Resimlerle Tedris) Son senelerin usul-ü tedris yenilikleri arasında ehemmiyetli bir mevki işgal ettiği gibi hareketli ve daha cazib olan sinema ile projeksiyon da mühim bir mevki tutmaktadırlar. Bununla beraber bugün herhangi bir tedrisat levhasını (resmini) sadece göstermenin de pek fazla bir faide temin edemeyeceği tabiidir. Üç beş sokak ötede bir dokuma tezgahı dururken, bir ilkbahar günü civardaki tuğla harmanını ziyaret mümkün iken, bez dokuyan kadınla, tuğlayı kalıbından çıkaran işçinin faaliyetini, işini uzun müddet duvarda asılı durduğu için rengi de kalmamış olan bir levha üzerinde talebeye tedkik ve müşahede ettirmeğe çalışmak hiç doğru değildir. Bugünün mektebi iş ve faaliyet mektebi olmak mecburiyetindedir. Orada talebenin bizzat yapmasına ve aynını görüp tedkik etmesine imkan bulunan hiçbir fiilin veya şeyin birini laf ve resim tutamaz. İlk mektebin bütün tedris ve terbiye işlerinde faaliyetimizi çocuğun şuurlu iştiraki etrafında teksif edebildiğimiz zaman muvaffakiyete yaklaşmak mümkünleşir.
Duvar levhalarından ziyade tarih ve coğrafya derslerinde kuvvetli bir yardımcı olarak istifade edebiliriz.
Bununla beraber levhaların bir taraftan da fazla büyük ve dolayısıyla pahalı oldukları için her yerde kolayca tedarikleri de mümkün değildir. Bu sebeplerle halen lüzumu olan derslerde bile sistematik ve rabıtalı bir tarzda (resimli tedrisat) mümkün olamamakta ve ikame kanunu bunların yerine muallimlere küçük kartları (kartpostalları) tercih ettirmektedir. Hakikaten kartpostallar, sınıfça görülebilecek bir cesamette olmamakla beraber ferdi tedkikat için elverişli oldukları, tedrisi maksatlarla tahrif ve tağyir edilmiş olmayıp tamamıyla tesbit ve hakikatin aynı bulundukları, nispeten, pek ucuz oldukları, ve cesametlerindeki birlik dolayısıyla muhafaza ve tasnifi kolay olacağı için duvar levhalarına daima tercih olunabilir.
Bugün mevcut kartpostalların tamamen istediğimiz şekilde olduğunu iddia edemeyiz. Yalnız bizim fazla alakadarlığımız kart tabiilerinin mekteplerin ve talebenin ihtiyacını nazar-ı dikkate alarak bize doğru kelimelerini ve mektebi alakadar edecek tedrisi vasıta mahiyetindeki fotoğrafları kartpostal halinde basmalarını temin edecektir. Hal-ı hazırda bile mevcud olan kart koleksiyonları arasından muhtaç olduklarımızın kısm-ı azamını, hem de kolayca bulmak çok mümkündür.
Sonra derslerimizin ihtiyacına ve seyrine göre muhtaç olduğumuz koleksiyonu tanzim ve ihzar işini doğrudan doğruya sınıfa mal ederek, onların etrafında ve arasında bilen ve icabında müdahale eden bir rehber ve vaziyetinde kalmak suretiyle, vücuda getireceğimiz iştirak-i mesaiden kıymetli terbiye vasıtasını da güç buluruz. Bu fikre itirazen, bunun her yerde mümkün olamayacağını iddia edenler bulunabilecektir. Fakat bu iddia variddir diye büyük şehir ve kasaba çocuklarını bu nevi faaliyetlerden uzak bulundurmak da hiç doğru olamaz. Talebenin iştiraki mümkün olamayan yerlerde bu iş muallime terettüb eden bir vazife olmalı ve muallim büyük şehirlerdeki arkadaşları, kartpostal mübadele cemiyetleri vasıtasıyla koleksiyonlarını ikmal ve tanzime çalışmaladır.
Bu suretle elde edilen koleksiyondan tedrisatta tarz-ı istifade meselesine gelince bu hususta tavsiye olunabilecek fikirler şunlardır:
Kart postallar her talebe tarafından yalnız olarak tedkik edilir. Mahaza, sürati teminen, bu tedkiki iki veya üç kişilik gruplara yaptırmak da mümkündür.
Kartlar talebeden talebeye veya gruptan gruba dolaşır, kartlar ya teker teker veyahut aynı mevzua aid olan birkaç danesi birden tedkik edilir. Ve bunlar üzerindeki tedkik ve müşahadeler sessiz ve muallimin yardımı olmadan yapılır. Bu müşahedeler alelekser dersten evvel ve bazen de, icab-ı hale göre: ders esnasında icra edilir. Kartpostallar talebenin serbestçe görebileceği (resim çerçeveleri gibi) bir yerde bırakılacakları cihetle ders gününden (7:15 gün gibi) uzunca bir müddet sonra müşahadeler tekrar ve ikmal olunur. Mahaza, bu usulün semeredar olabilmesi için her kartın altında muallim tarafından tanzim ve tahrir edilmiş meşruhat ve izahat bulunmalıdır.
Bu izahnamelerin şeklen nasıl olması ve nasıl yapılması da yeni bir mesele teşkil eder. Kartların arkasına yazmak doğru değildir. Talebe kartı ve izahnameyi aynı zamanda göz önünde bulundurabilmelidir. İzahnameleri kart cesametinde kağıdlar üzerine yazmak kartların alt kenarına yapıştırmak da akla gelebilir. Bu suretle geriye doğru katlanınca kartın arkasında saklanabilmeleri mümkündür. Mamafih, bu kağıtlar hakkından en şayan vazıh şekil izahnamelerin kart cesametinde ve fakat ayrı fişler üzerine yazılmasıdır. Çünkü izahname her sınıfa göre değişebilir. Fakat aynı kartdan muhtelif sınıflar da istifade mümkündür.
İzahnamelerin tertibi bir çok ince suallere yol açacaktır: sadece kartpostalda müsavver olan şeyi mi tarif ve tavsif etmeli? İyi intihab edilmiş sualler veya ihtarlar vasıtasıyla çocuğun müşahede ve tedkik arzularını tevlid ve idame etmek daha iyi olmaz mı? Bu sualler teaddüd edebilir, fakat izahname hazırlamak için yalnız talebenin kendi seviyesine göre istifadesi esas olduğuna nazaran onu lüzumsuz izahatla veya anlayamacağı fikirlerle boğmak ve yormak doğru olmayacağını bir an için unutmamak lazımdır.
Kartların tedkiki bittikten sonra muallim talebesinin yaptığı müşahedeleri hatırlanarak ve o müşahedeleri bir nizam ve tertibe koyarak dersini vermelidir.
Bu koleksiyonların tasnifi de ayrıca düşünülecek bir iştir. Bir vasıta-i tedris ancak sehlül istimal oldukça kabil-i istifadedir. Eğer kartlar makul bir tarzda tertib ve tasnif edilmemiş herhangi bir kartı aramak bulmak işi oldukça geniş bir zaman ister. Bu sebeple kartları ve izahat fişlerini tasnif ve derslere nazaran tertip ederek numro tahtında bir kutuya veya fişliğe yerleştirmelidir. Mesela, “Bursa”ya aid bir dersin kartları faraza (29:39) numroları taşıyabilir.
Bundan maada birçok resimler-muhtelif izahnamelere merbut olarak- iki veya daha ziyade derslere yarayabilir. Bu kabil kartları çabukça bulmak için izahat fişlerini aid olduğu ders kartları meyanında fakat kendilerin ayrı bir yere saklamak muvafıktır.
Kartların tertib ve tasnifi talebe ile müştereken yapmak ve muhafazasını kendilerine bırakmak çok münasiptir. İstediğimiz zaman birkaç dakika zarfında ders için lüzumu olan kartları bize getirirler ve yine kısa bir zamanda yerlerine koyarlar. Ve hiç şüphesiz zevkle yapacakları bu basit meşgale bile hissetmeden kendilerine fikr-i tertip ve intizamın inkişafında bir amel olmuş olur.
Faik Reşid
Haziran 1927
Terbiye Mecmuası
Maarif Vekaleti Talim ve Terbiye Dairesi
Sayfa: 290-293
Transkript: Erol KÖMÜR İstanbul 2016