Gazi Mustafa Kemal (Atatürk)'e ait en eski ve en net video görüntüleri Çanakkale-1915
Gazi Mustafa Kemal'in de içinde yer aldığı Çanakkale Cephesi kurmay heyetinin 1915 yılında çekilmiş görüntülerinden oluşmaktadır. Video Liman Von Sanders Paşa'nın görüntüleri ile birlikte başlamakta, cephede görev yapan kurmay subayların çoğu videoda yer almaktadır. Mustafa Kemal'e ait en eski ve en net video görüntülerinden biridir. Video hakkındaki detaylar için etarih.com ekibi ile irtibata geçiniz.
MEKTEPLERDE PROJEKSİYON
Edebiyat Mecmuası 1 Şubat 1919 Cild: 5
https://ocw.metu.edu.tr/pluginfile.php/3298/course/section/1171/MEKTEPLERDE%20PROJEKS%C4%B0YON.pdf
MEKTEPLERDE PROJEKSİYON
MEKTEPLERDE PROJEKSİYON Alât ve vesait-i tedrisiyenin mükemmeliyeti talebenin semii üzerinde ne kadar müessirdir. Muallimlere kıymetli muavenetleri dokunan bu gibi tertibat sayesinde, en büyük hüsn-ü niyetlere rağmen yeknesak olmakdan kurtulamayan can sıkıcı takrirler cazip ve münasip fasılalarla kesilir. Zat-ı melekesi alabildiğine inkişafa başlar. Mekteplere karşı her çocuğun kalbinde gizli duran nefretler muhabbete merbutiyete inkılab eder. Fenni tatbikat yapılamayan, ilmî terbiye esaslarına ehemmiyet verilmeyen zamanlarda, zavallı yavrular ne kadar bedbaht idiler. Eski nazari tedrisat, kuru gürültülerle geçen saatler, onların ruhları hatta ahlakları üzerinde derin tahribat izleri bırakır bu gayrı tabiiliklerin neticesinde gelen dimağı ..... adına cümle-i asabiyelerini bozar berbad ederdi. Bir çocuk ne kadar çalışmak emeliyle mektebe gelmiş olursa olsun. Anlaşılmaz dersler, tabii ifadelerden pek uzak usluplarla yazılmış sahifeler gözünün önünde kesafet peyda etdikçe müşkülatı iftiham etmek ümidleri, müstefid olmak emelleri, birer birer sukût eder. Zavallı yavru iradesi, arzusu hilafına rehavet, meskenet girdabına tutulurdu. Bir kere bu yılgınlık, gayr-ı şuurî tenbellik durumu
başladımı artık ne çocukdan hayr, ne de huy ve etvarında intizam kalırdı. Bu ruhî hastalığa mesab olanları mekteb cezaları, aile tehdidleri kurtarmak şöyle dursun; isyan, huysuzluk, titizlik, şaşkınlık gibi içtimai esas ile de ihtilatat yapmasına sebebiyet verdi. Eski terbiyenin bu berzahına yuvarlanmış bir zavallı bütün insanlıkdan çıkar sabah akşam evden mektebe, mektebden eve bitab kollarındaki kitaplarla birlikde yuvarlanır bir makine derekesine düşerdi:
UKRAYNA RUSYA TÜRKİYE Makaleler Mecmuası
YAZARIN ÖNSÖZÜ:
Ukrayna adı ile liseli yıllarda “Glastnost ve Perestroyka” sloganı ile birlikte karşılaşmıştım. Sovyetler’in son dönemiydi; gücünü hayranlıkla izleyenler, yakında çökeceğini iddia edenler… Tek kanallı ve ağırlıklı siyah-beyaz-gri haber alma döneminde SSCB hakkında en çok rastlanılan haberler olimpiyatlarda süpürülen altın madalyalar ile SSCB’nin uluslararası futbol müsabakalarındaki başarılarından ibaretti.
Bu bilgi kıtlığı sadece Ukrayna için değil SSCB hudutlarında kalan bugün bir kısmı bağımsız ya da otonom diğer devlet ve topluluklar için de geçerliydi. Türkiye ile soy bağı, gönül bağı olan kültür kökleri bir Türk devletleri için de aynı dorum söz konusuydu. Güncel ve detay bilgi gazeteler ve televizyonlar aracılığı ile gelirdi.
Ukrayna’nın tarihi ve kültürü üzerine ilk karşılaştığım ve tarih lisans öğrencilerinin çoğunun elinden geçen kaynak merhum Akdes Nimet Kurat hocanın Rusya Tarihi adlı eseridir. O yıllarda metodolojiye de ilgi duyan bir öğrenci olarak bu kaynakta tuhaf bir durum ilgimi çekmişti. Kitabın içeriğinin neredeyse tamamında “Ukrayna” ve “Ukraynalılar” a dair bilgiler vardı. Fakat, indeksinde “Ukrayna” kelimesi için 14, “Ukraynalılar” kelimesi için toplamda 9 sayfa referansı verilmişti. Üşenmeden tüm “Ukrayna” sözcüklerini saydım toplam 73 adet çıktı. Bu durum “Ukrayna” konusuna daha çok yoğunlaşmama neden oldu. Eserde Ukrayna hakkında; M. H r u ş e v s k i ‘nin dokuz ciltlik Ukrayna Halkının Tarihi ve D. D o r o ş e n k o’nun iki ciltlik , Ukrayna Tarihi’nin Umumi Hatları adlı eserlerden yararlanılmıştı. Ukraynaca yazılmış bu iki eserin uzun süre çevirilerini araştırdım. Biri 1912 diğeri 1932 baskı bu eserlere maalesef ulaşamadım. Fakat, bu araştırmalar Doroşenko ve Hruşevski’nin hazırladıkları farklı ve ilginç bir yayında buluşma fırsatı sundu. Bu çalışma Ukrayna Türkiye Rusya (Makaleler Mecmuası) adıyla 1914’te hazırlanıp 1915’te yayınlanmıştır. Ukrayna hakkında lisans yıllarında okuduğum ilk derli toplu çalışmadır.
Ukrayna Türkiye Rusya (Makaleler Mecmuası) adlı kitabın kapağında ve içeriğinde açıkça Ukrayna Halaskar Cemiyet-i İttihadiyesi (Ukrayna Birleşik Kurtuluş Cemiyeti) yayını olduğu ifade edilmektedir. Kitap, Doktor Leonkin Chelsky, Profesör Mihalov Kruchensky, V. Doroschenko, M. Melenevsky, A. Jok’un kaleme aldıkları; Ukrayna ve Türkiye Tarihi, Ukrayna Tarihine Rücu Bir Nazar, Rus Ukraynasında Tarihi Fırkalar, Ukraynalıların Faaliyet-i Medeniyesi, Rus Ukraynası adlı seçilmiş makalelerden oluşmaktadır. Ayrıca, yazarların ortak bir önsözü, Ukrayna Cemiyet-i İstihlasiyesininTürk Milletine Hitabesi, Avrupa Efkar-ı Umumiyesine, Ukrayna Cemiyet-i İstihlasiyesinin Programı adlı cemiyet adına kaleme alınmış yazarsız üç bölüm ile o günkü Ukrayna Milliyetçileri için kurmak istedikleri Ukrayna devletinin haritası yer almaktadır. Ukraynalıların anavatanların ve komşu ülkelerdeki nüfuslarını gösteren detaylı bir tablo bulunmaktadır.
Yazarımız Yakup Tuncel tarih öğretmenidir. Meslek yaşamının büyük kısmını özel yeteneklilerin eğitimine yönelik tarih eğitimi oluşturmaktadır. Bilim ve Sanat Merkezinde eğitim alan binlerce öğrencinin eğitim ve etkinliklerine katılmış, BYF, ÖYG ve PROJE gruplarına tarih eğitimi vermiştir.
Proje tabanlı eğitimin ve öğrenci üretiminin önceliklendirildiği bilim ve sanat merkezlerinde; öğrencilerin yetenek, istidad ve kabiliyetlerine göre yönlendirildikleri programları tamamlayabilmeleri için en az bir proje tamamlamaları beklenir. Adı konmamış bile olsa yapılacak projelerin standartların bilim alanlarında en az TÜBİTAK standardını taşıması beklenir.
Kuvay-ı Milliyecilere Göre Osmanlı Devleti 30 Aralık 1249 Günü Kuruldu
Osmanlı Devleti’nin kuruluş tarihi Osmanlı Tarihi araştırmacıları tarafından tartışılagelen bir konu olmuştur. Bu tartışmaların çıkış noktaları devletin kuruluş tarihinin hangi olaya dayandırılacağı meselesi ile ilgilidir. Müslüman Türk devletlerinde kuruluşa veya istiklale (bağımsızlık) dair bir takım alamet ya da olaylar tarihçiler tarafından esas alınmaktadır. Genellikle hükümdarın kendi adına hutbe okutması, para bastırması, vergi toplaması, tımar dağıtmı, ordu, maliye, adliye, eğitim vb. kurumların teşekkülü veya vassalı bulunduğu devlete karşı üstünlük göstermesi, bağlı bulunduğu devletin yıkılması-dağılması vb. durum ve olaylar kuruluş-bağımsızlık alameti olarak değerlendirilmektedir.
Bunun yanında Osmanlı Devleti için kesin bir kuruluş tarihi vermekten imtina eden, kuruluş ya da bağımsızlık ifadesi kullanmak yerine; Osmanlı Devletinin veya beyliğinin doğuşu tabirini kullanarak bu meseleyi bir tarihe indirgemek yerine bir sürece bağlamayı uygun gören araştırmacılar da bulunmaktadır.
Osmanlı Devleti’nin kuruluş tarihi hususunda okullarımızda okutulan ders kitapları Osmanlı Devleti döneminde okutulan ders kitaplarında olduğu gibi 1299-1300 tarihlerini kuruluş tarihi olarak esas almaktadırlar.[1] Sözkonusu tarih de Selçuklu Sultanı III. Alaeddin’in Osman Gazi’ye Karacahisar’ın fethi üzerine gönderdiği hediyelerin bağımsızlık alameti olarak kabul edilmesindendir. Osman Gazi’nin bu olay ile birlikte adına hutbe okutması, Dursun Fakıh’ı kadı olarak tayin etmesi, vergi toplaması gibi bağımsızlık alametlerini yerine getirmesi bu tarihin Osmanlı beyliğinin kuruluş tarihi olarak kabul görmesinde etkili olmuştur. Osmanlı Devleti’nin kuruluş veya bağımsızlık tarihi olarak en yaygın kabul gören tarih de bu tarihtir.